19 Ocak 2017 Perşembe

DÜNYA TÜRKLERİ KONGRESİ ÇALIŞMA GURUBU:
OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA BATILILAŞMA:
13. yüzyılın sonlarında 14. yüzyılın başlarında kurulan Osmanlı Devleti kısa sürede hızla büyüyerek dünyanın en güçlü devletlerinden biri oldu. Ancak bu gücünü uzun süre koruyamadı. Önce duraklama daha sonra gerileme ve nihayet parçalanma sürecine girdi.
17. yüzyılın sonlarında toprak kaybetmeye başlayınca geri kaldığının ayırdına varan kimi devlet yöneticileri yeniden eski güce özlem duymaya başladı. Bunun için de bazı kurumlarda reform yapmak istediler. Böylece ülkede batılılaşma isteği filizlenmeye başladı.
Türkiye’de batılılaşma hareketinin başlangıcı, Osmanlı Devletinin gerileme dönemi olan 18. yüzyıla uzanır. Çünkü padişahlar ve devlet adamları ülkenin batıdan geride kaldığını; çözümünse, her alanda gerek duyulan yenilikleri yapmak olduğunu görmeye başlamışlardır.
Yeniliklerin başlaması I. Mahmut’a dek gider. Bu dönemde batı tarzındaki ilk okul sayılabilecek Hendesehane açılır (1731). Bunu III. Mustafa, III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde yapılan yenilikler izler.
3 Kasım 1839’da ilân edilen Tanzimat Fermanı ile batılılaşmanın, batı tarzdaki düzenlemelerin devletçe kabulü ve bunun duyurulduğu görülür. Artık batılı devletlerde uyulan temel hak ve özgürlükler de güvence altına alınmıştır. Yaşamın her alanında yenilik ve düzenlemeler yapılmıştır.

Yeni Osmanlılar adı verilen, mutlak monarji karşıtı gençlerin mücadelesi sonunda 23 Aralık 1876’da anayasalı bir döneme girildi.Ancak kısa sürdü.Fakat Anayasa âdeta ülke sorunlarının çözümünde sihirli bir değnek olarak algılandı. Ülkedeki istibdat yönetiminden bunalan gençler, yeni bir özgürlük mücadelesini başlattılar ve 23 Temmuz 1908’de askerlerin de yardımıyla II. Meşrutiyeti bu amacı gerçekleştirdiler. İttihat ve Terakkiciler ülkeyi çağdaşlaştırmak için çeşitli alanlarda reformlar yapmaya devam ettiler.
Tüm bu yenilikler çağdaşlaşmak için yeterli olmadı. Devletin ve toplumun çağdaş bir yapıya kavuşturulması ancak Cumhuriyetle birlikte, Atatürk devrimlerinin sonucunda gerçekleştirilebildi.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde başlayıp Cumhuriyet'e kadar ki çağdaşlaşma hareketlerini aşağıdaki başlıklar alrında toplayabiliriz:
13. yüzyılın sonlarında 14. yüzyılın başlarında kurulan Osmanlı Devleti kısa sürede hızla büyüyerek dünyanın en güçlü devletlerinden biri oldu. Ancak bu gücünü uzun süre koruyamadı. Önce duraklama daha sonra gerileme ve nihayet parçalanma sürecine girdi.
17. yüzyılın sonlarında toprak kaybetmeye başlayınca geri kaldığının ayırdına varan kimi devlet yöneticileri yeniden eski güce özlem duymaya başladı. Bunun için de bazı kurumlarda reform yapmak istediler. Böylece ülkede batılılaşma isteği filizlenmeye başladı.
Türkiye’de batılılaşma hareketinin başlangıcı, Osmanlı Devletinin gerileme dönemi olan 18. yüzyıla uzanır. Çünkü padişahlar ve devlet adamları ülkenin batıdan geride kaldığını; çözümünse, her alanda gerek duyulan yenilikleri yapmak olduğunu görmeye başlamışlardır.
Yeniliklerin başlaması I. Mahmut’a dek gider. Bu dönemde batı tarzındaki ilk okul sayılabilecek Hendesehane açılır (1731). Bunu III. Mustafa, III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde yapılan yenilikler izler.
3 Kasım 1839’da ilân edilen Tanzimat Fermanı ile batılılaşmanın, batı tarzdaki düzenlemelerin devletçe kabulü ve bunun duyurulduğu görülür. Artık batılı devletlerde uyulan temel hak ve özgürlükler de güvence altına alınmıştır. Yaşamın her alanında yenilik ve düzenlemeler yapılmıştır.

Yeni Osmanlılar adı verilen, mutlak monarji karşıtı gençlerin mücadelesi sonunda 23 Aralık 1876’da anayasalı bir döneme girildi.Ancak kısa sürdü.Fakat Anayasa âdeta ülke sorunlarının çözümünde sihirli bir değnek olarak algılandı. Ülkedeki istibdat yönetiminden bunalan gençler, yeni bir özgürlük mücadelesini başlattılar ve 23 Temmuz 1908’de askerlerin de yardımıyla II. Meşrutiyeti bu amacı gerçekleştirdiler. İttihat ve Terakkiciler ülkeyi çağdaşlaştırmak için çeşitli alanlarda reformlar yapmaya devam ettiler.
Tüm bu yenilikler çağdaşlaşmak için yeterli olmadı. Devletin ve toplumun çağdaş bir yapıya kavuşturulması ancak Cumhuriyetle birlikte, Atatürk devrimlerinin sonucunda gerçekleştirilebildi.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde başlayıp Cumhuriyet'e kadar ki çağdaşlaşma hareketlerini aşağıdaki başlıklar alrında toplayabiliri
ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMLRİ KİTABI
Bizler ülkemizi işgal eden emperyal güçlere karşı kurtuluş savaşımızı yaparak özgürlüğümüzü kazandık Tabiki bu emperyal
güçler ile ilişkilerimiz devam edecek tir fakat bağımsızlığımız birinci
önceliğimizdir bir taraftan batılılaşırken bu ülkeler ile daima mesafeli
olup kurdukları hiçbir cemiyet ile ortak hareket etmeyeceğiz v e bu devletlerin bizi yönetmesine asla izin vermiyeceğiz borç almayacağız borç almaya alışan milletler emir almaya da alışır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder